Orkun Profesyonel
Mesaj Sayısı : 661 Hobiler : İnternet Sörf Kayıt tarihi : 29/12/08 Teşekkür : 12 . : [
| | Fıkralar | |
Hesap
Adamın biri, bir lokantanın önünden geçiyormuş. Bir bakmış camda kocaman bir ilan:
**** " Sen ye torunun ödesin!" ****
Adamın hoşuna gitmiş bu ilan. Girmiş içeri bir güzel karnını doyurmuş. Tam kalkacağı sırada garson hesabı getirmiş. Adam çıkışmış tabi:
"Bu ne kardeşim. Hani torunum ödeyecekti?"
"Tamam beyefendi haklısınız ama, bu zaten dedenizin hesabı." İmtihan Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
"Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? "
Doktor:
"Bir küveti su ile dolduruyoruz. sonra hastaya üç şey veriyoruz. bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?"
Adam:
"Hmmm! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük."
"Hayır", der doktor. "Normal bir insan küvetin tıpasını çeker." Patates tarlası Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir i şti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.
**** Sevgili David, Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin. Sevgiler Baban ****
Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.
**** Babacığım, Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm. Sevgiler. David ****
Ertesi gün sabaha karşı saat 04:00' de FBI ve yerel polis çıkageldi ve tüm sahayı kazdılar, lakin hiç bir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.
Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.
**** Babacığım, Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım. Sevgiler David Piyango Piyangoda büyük ikramiye çıkan Temel`i üç ay sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirmişler:
"Temel, sana büyük ikramiye çıktığı halde üç aydır niye borcunu ödemiyorsun?" diye sormuşlar.
Temel:
"Zengin oldu, değişti demesinler diye…" O velet var ya… Mahkemede Hakim Temel'e sormuş: "Söyle bakalım niye buraya geldin?"
Temel anlatmaya baslamış:
"Ben kamyon sürüyordum, bayır aşağı inerken frenler patladı. Sağıma baktım pazar yeri var en az 100 kişi var; önüme baktım bir okul orda da en az 100 kişi var; soluma baktım bir ağaç, ağacın altında da bir velet oraya kırdım direksiyonu. İçimden dedim ki bari 100 kişi öleceğine biri ölsün."
Hakim sinirlenmiş ve kendini tutamayıp: "Onu anladık da kazada niye 50 ölü bir sürü de yaralı var kardeşim!"
Temel:
"O velet var ya o velet… O ağacın altından kalkıp pazar yerine koşmasaydı…" Temel ve kaynanası Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış.
Hayırdır ne oldu diye sormuşlar.
Temel:
"Sormayın, kaynanamı gömdük." diye cevap vermiş.
Kahvedekiler:
"İyi de bu halin ne?"
Temel:
"Biraz direndi de." Yüzen saat Akıl hastasının biri saatini hastane bahçesindeki havuza atmış. Bunu gören arkadaşı yanına yanaşmış ve konuşmaya başlamışlar:
-"Niye attın saati havuza?"
-"Nasıl yüzdüğünü görmek için."
-"Peki, kurdun mu?"
-"Hayır."
-"Enayi, hiç kurmadan yüzer mi?" Ödev Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. İkinci gün öğretmenine sordu:
- "Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?"
- "Olur mu evladım, insan yapmadığı şey için cezalandırılır mı, niye sordun bunu?"
- "Şey… Dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da." Balık zeka yapar Nasreddin Hoca, bir handa yemek yemek ister. Ancak onunla aynı zamanda başka bir yolcu daha hana girmiştir ve yemek üzere sadece bir balık vardır. Hancı bunu paylaşın der. Balık gelir ve hoca
-"Ben kafasını yemek istiyorum", der.
Diğer yolcu bunun nedenin sorar, Hoca açıklar:
-"Çünkü, balığın kafası zeka yapar, kafanın daha iyi, daha sağlıklı çalışmasını sağlar!"
Bunun üzerine diğer yolcu hemen münakaşa çıkarır ve balığın başını yemek istediğini söyler. Bunun üzerine Hoca balığın gövdesini, diğer adam da başını yer.
Bir süre sonra, balığın başıyla doymayan adam hocaya çıkışır:
-"Hocam, başını ben yedim ama sen bütün gövdeyi yiyip karnını doyurdun, bense aç kaldım."
-"Bak demedim mi ben sana akıllanırsın diye!" Dikenli tel İki akıl hastası akıl hastanesinden kaçmaya karar vermişler.
Biri ötekine:
"Git bak bakalım dikenli teller yüksek mi alçak mı, eğer yüksekse altından kaçarız, alçaksa üstünden atlarız." demiş.
Diğeri gitmiş, bir süre sonra geri gelmiş ve şöyle demiş:
"Ne yazık ki kaçamayacağız arkadaşım çünkü hiç dikenli tel yok!" Yaşlı adam ve çocuk Küçük afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş; etrafa bakınırken şekerleri ardarda ağzına atıyormuş.
Yanındaki bankta oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve:
"Evladım.." demiş, "Şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır. Hem dişlerin çürür, hem yüzünde sivilce çıkar, hem de şişmanlarsın…"
Çocuk bunun üzerine adama dönmüş:
"Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı..."
Adam "Yaa.." demiş.
"Yani deden de mi çok şeker yerdi?"
"Hayır, her şeye burnunu sokmazdı!" Bilimsel açıklama Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 metre kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın neden böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı: "Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış",
Fizikçi: "Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş", Jeolog: "Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış", Matematikçi: "Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış",
Antropolog: "Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş".
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.
Adam cevap verir: "Boru yetmedi." Uçak fabrikası Uçak fabrikasında yeni bir tasarım. Herşey mükemmel. İlk test uçuşu fakat uçağın kanatları gövdeyle bağlantı yerinden kopuyor. Tüm ekip enkazın başında.
Birisi "kanatla gövdenin birleştiği yerlere delik delin" diyor. Yeniden hesaplamalar, iki yıllık çalışma, test uçuşu. Ne yazık ki akıbet aynı. Kanatlar yok.
Fabrikaya taşınan enkazın başındaki acayip adamdan aynı öneri. "Delik delin kardeşim."
Üçüncü denemenin de akıbeti aynı olunca proje sorumluları acayip adamın dediklerini uygularlar. Sonuç tam bir BAŞARI. İnanılmaz bir sağlamlık. Acayip adamı fabrika içinde bulurlar ve proje müdürünün önüne getirirler.
"Biz bu kadar Profesör ve Mühendis, bilim adamı çözemedik, sen çözdün bu sorunu; kimsin sen?"
Adamcağız sıkılarak:
"Tuvalet temizleyicisiyim, kahrolası tuvalet kağıtları hiç bir zaman delikli yerlerinden kopmazlar da!" | |
|
C.tesi 24 Ocak 2009, 21:03 tarafından Orkun