Konular |
---|
Sayfaya git : 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 |
Faziletliydik: Kimsenin malına mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdık. Hırsızlık nedir bilmez dilenciliği meslek edinmez kimseyide küçümsemezdik. Dürüsttük: Bir zamanlar Londra Ticaret Odası’nın en görünür yerinde şu mealde bir tavsiye levhası asılıydı: “Türklerle alışveriş et yanılmazsın.” İtibarlıydık: Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odası’nın toplantılarında oylar eşit çıkınca Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılıronun dediği olurdu. Temizdik: Yere bile tükürmezdik. Hatta Osmanlı askeri teşkilatını Avrupa’ya tanıtmasıyla... |
KİM KİMİ SEVER? > Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı, > Yemek tuzu, maymun muzu, > Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever...> > Kuş darıyı, çiçek arıyı, > Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu, > Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever... > Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı, > Davul zurnayı, avcı... |
Ne güzel cahildik. Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa...Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu... Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş... |
Eflatun ve iki soru;;; Eflatun’a iki soru sormuşlar. Birincisi; “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir?”
|
Genc bir cift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine tasinmislar. Sabah kahvalti yaparlarken, komsu da camasirlari asiyormus. Kadin kocasina;
"Bak, camasirlari yeterince temiz degil, camasir yikamayi bilmiyor, belki de dogru sabunu kullanmiyor." demis.
Kocasi ona bakmis, hicbir sey soylememis, kahvaltisina... |
YÖNETİM FELSEFESİ
Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
Türk Takımında ise 2 kişi kürek çekiyor, 3 kişi şeflik 3 kişi müdürlük yapıyor 1 kişi de dümeni kullanıyordu.
Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.
Büyük gün geldi ve iki takımda, kendini hazır hissediyordu. Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar...
Yarış sonrası Türk takımı... |
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer: - Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim? - Şu ilerdeki caminin önünde bırakayım teyze seni... ........................................................................................ Oğlum bu Eminönü'nden geçer mi? - Yok teyze biz Taksim'e çıkıyoruz. - Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim. ....................................................................................... Yolcu: - Abi Heykel'e çıkıyo mu? Şoför: -Yok abi, yanından geçiyo. ........................................................................................... |
Benim çok hoşuma gitmişti..Umarım sizler de beğenirsiniz.. Yabancı dilde isminizi öğrenmek için tıklayın..Yorumlarınızı bekliyorum |
|
Evet arkadaşlar hatırlarsınız veya küçükler duymuştur şu ikiz kuleler katliamını şimdide onunla ilgili ilginç birşeyi sizlerle paylaşıyoruz şimdi word'u açalım (Not Defteride olur) Q33NY bu ikiz kulelere çarpan uçağın markası şimdi bunu word'e yazalım sonra yazı tipini wingsdings yapalım (wingsdings2 ve 3'de vardır ama biz sadece wingsdings yapalım) yazı boyutunuda biraz büyütün bakalım ne çıkıyor ortaya Exclamation (Uçak - İkiz Kuleler - Ölüm İşareti - İsrail Bayrağı) |
Aşk ve Çılgınlık
[i] Uzun zaman önce, henüz dünya bile yaratılmamış, insanlar dünyaya ayak basmamışken, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolaşıyorlarmış.[/i] Toplandıkları bir gün, her zamankinden daha sakin otururlarken Saflık... |
> Iclal Aydin'dan... > > Kulagimin içi kasiniyor. > Felaket. > Önce azar azar basliyor kasinti, geceleri. > Sonra artiyor. > Kasimak da bir zor ki kulagin içini. > Bir türlü geçmiyor. > 'Ne yapsam acaba?' diyorum. > Günler geçtikçe daha da artiyor. > Doktora gitmeye karar veriyorum. Arkadaslarima soruyorum > 'Tanidiginiz iyi > bir kulak burun bogazci var mi?' diye. 'N'oldu ki?' diye soruyor > arkadaslarim. 'Kasiniyor kulagim' diyorum. 'Uyuyamiyorum > geceleri, kulak kasinmasindan!'... |
BAHARI GÖREBİLMEK New York'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen âmâ bir dilenci birgün, bir şâirin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şâir dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. Dilenci, 8-10 dolar kadar olduğunu söyler. Bunun üzerine şâir, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar:
|
Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup insan hacca gitmek için > Yola çıkmışlar. Van'a gelmişler. > > Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler. > > O köyün de imamı yokmuş. Köylüler aralarında konuşmuşlar ve > > Erzurum'dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini imam yapmaya > karar > vermişler. > > Bu insanlar hacca gidiyorlarsa boş insan değillerdir diye > > düşünmüşler. > > Nitekim tekliflerini içlerinden birisi kabul etmiş. Her yıl 400 koyun > >... |
Çatlak Bir Testi Ne İşe Yarar
[b]Çin''de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki ucuna astığı testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış...... |
İki keşiş yolda giderlerken, bir su birikintisinden karşıya geçmek için bekleyen genç bir kadını görürler.Keşişlerden biri,genç kadını kucakladı ve suyun öteki karşısına geçirdi. Öteki keşiş arkadaşının bu davranışını başka bir biçimde yorumladı ve bu nedenle hic de hoş karşılamadı.Yaklaşık bir kilometre sonra ise, kendini daha fazla tutamadı, arkadaşına bu davranışının yanlış olduğunu anlatmak istedi. "Böyle bir şeyi nasıl yapabildin ? " dedi. "Biz keşişiz,bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmek,onlara bakmamız bile yasaktır. " Öteki keşiş,arkadaşına şöyle... |
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri
SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte...
Güldüğü zaman yukarıya bakardı;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
Ne güzeldiler sen bilmiyordun... |
KIZILDERİLİ
Bir gün New-York'ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar. Gruptan biri, Kızılderili'dir. Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili, kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek böceği aramaya başlar. Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam eder. Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder. Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru... |
Uzun yıllar önce Çin’de Li-Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kayınvalidesi ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra kayınvalidesi ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar. İkisinin de kişiliği tamamen farklıdır. Bu da onların sık sık kavga edip, tartışmalarına yol açar.
[b] Bu, Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrenin oldukça tepkisini alır. Bir kaç ay... |
EN CAN ALICI CEVAP
Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış...
Çıkıp her zamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş...
Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Prefesör, Necip Fazıl'a
'Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz... Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir...... |
|